Saturday 30 July 2016

Bir Politik Felsefe Olarak Anarko-Kapitalizm ve Onun Özgürlük Eleştirisi

Bir Politik Felsefe Olarak Anarko-Kapitalizm ve Onun Özgürlük Eleştirisi


“Devletler neden vardır?” sorusu politik felsefenin en temel sorularından birisi olmakla birlikte, temeliyle uyumlu olmayan bir şekilde cevabı pek de düşünülmeyen bir sorudur. Bu aygıtın varlığının nedenini, meşruiyetini ve ahlaki zeminini sorgulamaya başlamamamız, bizim onunla ilgili değişik düşüncelerle karşılaşmamıza ve ona göre devlete bir rol biçmemize ya da onu ilga edilmesi gereken bir aygıt olarak düşünmemize yol açacaktır. Bu noktada devlete rol olarak bir yok oluş öneren ve dolayısıyla anarşi öneren fikirlerden birisi de anarko-kapitalizmdir. Devletin sorumluluk alanlarının yeterince kısıtlanarak varolmasını savunan liberal fikirlerden en ayırt edici özelliği, onu zorunlu kötülük olarak görmektense ahlaken kaçınılması gereken bir kötülük olarak görmesi ve devletsiz yaşamın görece daha iyi olacağını savunmasıdır.
Anarko-kapitalizm için anarşi ortamının meşruluk ölçütü kendinin sahibi olma ilkesi ve saldırmazlık aksiyomudur. İnsan, kendisi üzerinde (burada kendilik düşünceden başlar ve mülkiyettir) mutlak bir egemenliğe sahip olduğu gibi, bu egemenliği, Lockecu düşünceden farklı olarak, devredebilme hakkı da bulunmaktadır. Bu egemenlik sayesinde birey, hayat, özgürlük ve mülkiyet hakkına sahiptir ve aynı zamanda bu durum diğer bireylerin davranışlarına da sınır getirir. “Özel mülkiyet, varolan kaynakların sınırlılığı nedeniyle eşit dağıtılma imkanı olmaması, farklı bireylerin farklı amaca sahip olması ve bu farklılığa uygun şekilde kişisel çıkar gütmesi açısından bir gereksinimdir” (Friedman 1989: 15). Saldırmazlık aksiyomunu ise doğal durum halindeki insan tasviriyle birleştirmek bir anlamda zorunludur.

Devami icin
 http://liberplus.com.tr/index.php?route=product/product&path=74_60&product_id=58

No comments:

Post a Comment